23 Şubat 2016 tarihinde, şirketin sabah toplantısında, Genel Müdür Wang Xuewen, zanaatkar ruhunun çağrışımını şu şekilde yeniden tanımlayan “Zanaatkarın Ruhu Çağrılması” başlıklı bir konuşma yaptı: 1. Durum tespiti ve özveri, sürekli mükemmellik için çabalıyor, 2. "Yenilikçi ruh" içinde azim, 3. "Kalite" titiz ve mükemmellik peşinde. En iyisi ve sadece daha iyi bir "marka ruhu" yoktur. Bu işçiliğin modern yönetim, operasyon ve üretime tanıtılması çağrısında bulundu.
5 Mart 2016'da, 12. Ulusal Halk Kongresi'nin Dördüncü Oturumu'ndaki hükümet çalışma raporunda Premier Li Keqiang, 2016'ya odaklandığını belirtti: İşletmeleri özelleştirilmiş, esnek üretim yapmaya, işçilik ruhunu geliştirmeye ve çeşitleri arttırmaya teşvik etmek. Kaliteyi arttırın ve marka yaratın.
İşçilik ruhu, sadece kurumsal kalkınmanın bir gereği değil aynı zamanda ulusal hükümetin ve zamanın savunucusudur.
Herkesin kendi işi var, tek farkı iş ve işin farklı olması. Her birimiz kendi işimizdeyiz, bazı insanlar yaşamları boyunca aynı hızla ilerliyor, bazıları ise sudaki balık gibi olağan işlerinde kullanışlı ve renkli. En temel sebep, çalışmaları ve işe karşı tutumu üzerine farklı görüşleri olması. Sadece işi bir uygulama olarak düşünerek, nihai ürün olağanüstü bir başarı elde edebilir.
Japonya'nın eşsiz savaş sonrası ekonomik refahı, iyileştirilmiş kalitesinden faydalandı ve Japon markalarının küresel bir yer edinmesi için temel dayanak haline geldi. Japonya, dünya kalite yönetiminin inovasyonuna olağanüstü katkılar sağlamıştır. Japon yönetimi, öğrenmenin en iyi yoludur. Bu bir ruhtur, somut bir ruh değil. Bu ruh, zanaatkarların ruhudur: Birincisi, yaptıklarınızı sevin, bu şeylerin size getirdiği parayı sevmeyin, ikincisi, gelişmeye ve dikkatli olmaya devam edin.
2016 yılında, şirket rafine yönetimi desteklemeye devam etti. Amerika Birleşik Devletleri'nin ustalık arayışı içindeki ustalık ruhunu gözden geçirmesine, ustalık ruhunun özünü derinden anlamasına, her yönetimde iyi bir iş yapmasına ve rafine yönetim düzeyini etkin bir şekilde iyileştirmesine izin verin.